PESPEMBEDUSLER
23 Haziran 2016 Perşembe
BUHAR MAKİNELERİ YARARLI MI ZARARLI MI ?
Benim gibi tüm anneler minik yavrusunun sağlığı için endişeleniyor. Kış aylarında odalardaki nem oranının düşüşü ile birlikte buhar makinelerini kullanmalı mıyız kullanmamalı mıyız? İşte bu sorumuzun yanıtını Çocuk Sağlığı hastalıkları ve ve çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu şöyle anlatmış.
Buhar makinesi kullanılırken içindeki su her gün
yenilenmelidir. Makinenin içi sabunlu su ile yıkanmalı; daha sonra içine
distile su konulmalıdır. Musluk suyundan havaya karışan bazı minerallerin bebek
tarafından solunması sağlığı için zararlı olabilir. İki üç günde bir buhar
makinesi haznesi su ve sabunla temizlendikten sonra % 3 hidrojen peroksit
solüsyonu ile tekrar temizlenmeli, daha sonra iyice durulanmalı ve yeniden
doldurulmalıdır. İyi temizlik yapılmadığı durumlarda makinenin haznesinde küf
ve bakteri üremesi ve mikroorganizmaların solunum yolu ile bebeğe zarar vermesi
söz konusu olabilmektedir. Sonuçta ev içi nemi % 40-50 arasında tutacak şekilde
aralıklı olarak buhar makinesi çalıştırılması bebek odasında rahat solunabilen
bir hava imkanı sunacaktır. % 40’ın altında çalıştırıp, % 50’nin üzerinde
durdurulduğu taktirde; temizliği ve bakımının da düzenli yapılması söz konusu
ise, bebek odasında buhar makinesi kullanmak solunum yolu sağlığı açısından
yararlı bir uygulama olacaktır.
Nemin
azalması burun tıkanıklığı, ağız içinde kuruma ile başlayıp sık solunum yolu
hastalıklarına kadar gidebilen sorunlara yol açan kuru ve sıcak hava, özellikle
burun tıkanıklığı yaşamaya yatkın olan bebeklerde ciddi anlamda sorun
yaratabilmektedir. Bu anlamda birçok aile ve anne baba evlerinde buhar
makineleri kullanmaktadır. Ancak bilinçsizce kullanılan buhar makineleri
sağlımıza yarar yerine zarar getirebilmektedir.
Hangi durumlarda buhar makinesine gereksinim
vardır?
Her evin
havası nemsiz ve kuru değildir. Bu nedenle ev havasındaki nem oranını bir
nemölçer edinerek ölçmek gerekir. Ev içinde olması gereken optimal nem % 40-50
arasıdır. % 40’ın altında nem oranında bebeklerde kuru havaya bağlı burun
tıkanıklığı ve solunum yolu problemleri yaşanabilir. Bu durumda oda havasını
nemlendirmek için aralıklı olarak buhar makinesi çalıştırılabilir. Nem % 50’nin
üzerine çıktığında makine kapatılmalıdır. Yüksek nem oranı duvarlarda
küflenmeye neden olup ciddi anlamda ev içi hava kirliliği yaratır ki, bu durum
bebek sağlığı için kuru havadan çok daha tehlikelidir. Ayrıca anne ya da babada
alerjik bir durum söz konusu ise bebekte % 25-50 arası alerjik hastalık gelişme
olasılığı olduğundan küf ve ev tozu alerjisi yönünden bebeğin korunması
gerekir. Ev tozu akarları, % 50’nin üzerinde nem oranında çok daha fazla
ürediğinden potansiyel alerjik bebekler için istenmeyen bir durum olmaktadır.
Bebek
odasının nemi sürekli kontrol edilmeli!
Ev içi nem
oranı % 40’ın altında ise buhar makinesi kullanılabilir. Kullanıldığı taktirde
mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Öncelikle makinenin
devrilmelere karşı bebeğin beşiğinden uzağa, düz ve sağlam bir zemine
yerleştirilmesi gerekir. Buhar makinesinin gece çalıştırılması ve sık sık
bebeğin oda havasındaki nem oranının kontrol edilmesi gerekir. Nemölçer %
50’nin üzerini gösteriyorsa veya camlarda buharlanma, yüzeylerde nemlenme
gözleniyorsa; bu havanın çok fazla nemlendiğinin işaretidir. Yüksek nem, ev
içinde bakteri ve küf oluşumunu artıracağından tehlikelidir. Küf sigara dumanı
ile eşdeğer oranda ev içi hava kirliliği kaynağıdır.
Buhar
makinesi kullanırken nelere dikkat edilmeli?
Nemin azalması burun
tıkanıklığı, ağız içinde kuruma ile başlayıp sık solunum yolu
hastalıklarına kadar gidebilen sorunlara yol açan kuru ve sıcak hava,
özellikle burun tıkanıklığı yaşamaya yatkın olan bebeklerde ciddi
anlamda sorun yaratabilmektedir. Bu anlamda birçok aile ve anne baba
evlerinde buhar makineleri kullanmaktadır. Ancak bilinçsizce kullanılan
buhar makineleri sağlımıza yarar yerine zarar getirebilmektedir.
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Nemin azalması burun
tıkanıklığı, ağız içinde kuruma ile başlayıp sık solunum yolu
hastalıklarına kadar gidebilen sorunlara yol açan kuru ve sıcak hava,
özellikle burun tıkanıklığı yaşamaya yatkın olan bebeklerde ciddi
anlamda sorun yaratabilmektedir. Bu anlamda birçok aile ve anne baba
evlerinde buhar makineleri kullanmaktadır. Ancak bilinçsizce kullanılan
buhar makineleri sağlımıza yarar yerine zarar getirebilmektedir.
Hangi durumlarda buhar makinesine gereksinim vardır?
Her evin havası nemsiz ve kuru değildir. Bu nedenle ev havasındaki nem
oranını bir nemölçer edinerek ölçmek gerekir. Ev içinde olması gereken
optimal nem % 40-50 arasıdır. % 40’ın altında nem oranında bebeklerde
kuru havaya bağlı burun tıkanıklığı ve solunum yolu problemleri
yaşanabilir. Bu durumda oda havasını nemlendirmek için aralıklı olarak
buhar makinesi çalıştırılabilir. Nem % 50’nin üzerine çıktığında makine
kapatılmalıdır. Yüksek nem oranı duvarlarda küflenmeye neden olup ciddi
anlamda ev içi hava kirliliği yaratır ki, bu durum bebek sağlığı için
kuru havadan çok daha tehlikelidir.
Ayrıca anne ya da babada alerjik bir durum söz konusu ise bebekte %
25-50 arası alerjik hastalık gelişme olasılığı olduğundan küf ve ev tozu
alerjisi yönünden bebeğin korunması gerekir. Ev tozu akarları, % 50’nin
üzerinde nem oranında çok daha fazla ürediğinden potansiyel alerjik
bebekler için istenmeyen bir durum olmaktadır.
Bebek odasının nemi sürekli kontrol edilmeli!
Ev içi nem oranı % 40’ın altında ise buhar makinesi kullanılabilir.
Kullanıldığı taktirde mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.
Öncelikle makinenin devrilmelere karşı bebeğin beşiğinden uzağa, düz ve
sağlam bir zemine yerleştirilmesi gerekir. Buhar makinesinin gece
çalıştırılması ve sık sık bebeğin oda havasındaki nem oranının kontrol
edilmesi gerekir. Nemölçer % 50’nin üzerini gösteriyorsa veya camlarda
buharlanma, yüzeylerde nemlenme gözleniyorsa; bu havanın çok fazla
nemlendiğinin işaretidir. Yüksek nem, ev içinde bakteri ve küf oluşumunu
artıracağından tehlikelidir. Küf sigara dumanı ile eşdeğer oranda ev
içi hava kirliliği kaynağıdır.
Buhar makinesi kullanırken nelere dikkat edilmeli?
Buhar makinesi kullanılırken içindeki su her gün yenilenmelidir.
Makinenin içi sabunlu su ile yıkanmalı; daha sonra içine distile su
konulmalıdır. Musluk suyundan havaya karışan bazı minerallerin bebek
tarafından solunması sağlığı için zararlı olabilir.
İki üç günde bir buhar makinesi haznesi su ve sabunla temizlendikten
sonra % 3 hidrojen peroksit solüsyonu ile tekrar temizlenmeli, daha
sonra iyice durulanmalı ve yeniden doldurulmalıdır. İyi temizlik
yapılmadığı durumlarda makinenin haznesinde küf ve bakteri üremesi ve
mikroorganizmaların solunum yolu ile bebeğe zarar vermesi söz konusu
olabilmektedir.
Sonuçta ev içi nemi % 40-50 arasında tutacak şekilde aralıklı olarak
buhar makinesi çalıştırılması bebek odasında rahat solunabilen bir hava
imkanı sunacaktır. % 40’ın altında çalıştırıp, % 50’nin üzerinde
durdurulduğu taktirde; temizliği ve bakımının da düzenli yapılması söz
konusu ise, bebek odasında buhar makinesi kullanmak solunum yolu sağlığı
açısından yararlı bir uygulama olacaktır.
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Nemin azalması burun
tıkanıklığı, ağız içinde kuruma ile başlayıp sık solunum yolu
hastalıklarına kadar gidebilen sorunlara yol açan kuru ve sıcak hava,
özellikle burun tıkanıklığı yaşamaya yatkın olan bebeklerde ciddi
anlamda sorun yaratabilmektedir. Bu anlamda birçok aile ve anne baba
evlerinde buhar makineleri kullanmaktadır. Ancak bilinçsizce kullanılan
buhar makineleri sağlımıza yarar yerine zarar getirebilmektedir.
Hangi durumlarda buhar makinesine gereksinim vardır?
Her evin havası nemsiz ve kuru değildir. Bu nedenle ev havasındaki nem
oranını bir nemölçer edinerek ölçmek gerekir. Ev içinde olması gereken
optimal nem % 40-50 arasıdır. % 40’ın altında nem oranında bebeklerde
kuru havaya bağlı burun tıkanıklığı ve solunum yolu problemleri
yaşanabilir. Bu durumda oda havasını nemlendirmek için aralıklı olarak
buhar makinesi çalıştırılabilir. Nem % 50’nin üzerine çıktığında makine
kapatılmalıdır. Yüksek nem oranı duvarlarda küflenmeye neden olup ciddi
anlamda ev içi hava kirliliği yaratır ki, bu durum bebek sağlığı için
kuru havadan çok daha tehlikelidir.
Ayrıca anne ya da babada alerjik bir durum söz konusu ise bebekte %
25-50 arası alerjik hastalık gelişme olasılığı olduğundan küf ve ev tozu
alerjisi yönünden bebeğin korunması gerekir. Ev tozu akarları, % 50’nin
üzerinde nem oranında çok daha fazla ürediğinden potansiyel alerjik
bebekler için istenmeyen bir durum olmaktadır.
Bebek odasının nemi sürekli kontrol edilmeli!
Ev içi nem oranı % 40’ın altında ise buhar makinesi kullanılabilir.
Kullanıldığı taktirde mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.
Öncelikle makinenin devrilmelere karşı bebeğin beşiğinden uzağa, düz ve
sağlam bir zemine yerleştirilmesi gerekir. Buhar makinesinin gece
çalıştırılması ve sık sık bebeğin oda havasındaki nem oranının kontrol
edilmesi gerekir. Nemölçer % 50’nin üzerini gösteriyorsa veya camlarda
buharlanma, yüzeylerde nemlenme gözleniyorsa; bu havanın çok fazla
nemlendiğinin işaretidir. Yüksek nem, ev içinde bakteri ve küf oluşumunu
artıracağından tehlikelidir. Küf sigara dumanı ile eşdeğer oranda ev
içi hava kirliliği kaynağıdır.
Buhar makinesi kullanırken nelere dikkat edilmeli?
Buhar makinesi kullanılırken içindeki su her gün yenilenmelidir.
Makinenin içi sabunlu su ile yıkanmalı; daha sonra içine distile su
konulmalıdır. Musluk suyundan havaya karışan bazı minerallerin bebek
tarafından solunması sağlığı için zararlı olabilir.
İki üç günde bir buhar makinesi haznesi su ve sabunla temizlendikten
sonra % 3 hidrojen peroksit solüsyonu ile tekrar temizlenmeli, daha
sonra iyice durulanmalı ve yeniden doldurulmalıdır. İyi temizlik
yapılmadığı durumlarda makinenin haznesinde küf ve bakteri üremesi ve
mikroorganizmaların solunum yolu ile bebeğe zarar vermesi söz konusu
olabilmektedir.
Sonuçta ev içi nemi % 40-50 arasında tutacak şekilde aralıklı olarak
buhar makinesi çalıştırılması bebek odasında rahat solunabilen bir hava
imkanı sunacaktır. % 40’ın altında çalıştırıp, % 50’nin üzerinde
durdurulduğu taktirde; temizliği ve bakımının da düzenli yapılması söz
konusu ise, bebek odasında buhar makinesi kullanmak solunum yolu sağlığı
açısından yararlı bir uygulama olacaktır.
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Çocuk Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Yazının tamamı: http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-sagligi/bebek-odalarinda-buhar-makinesi-kullanimi_6236.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
29 Şubat 2016 Pazartesi
YENİ BEBEK , YENİ UMUT, YENİ MASRAFLAR
Güneşli bir İzmir sabahına uyanmak gibisi yok, tabi ben havanın güneşini ancak dışarı çıktığımda anlayabiliyorum çünkü evim kuzey cepheye bakıyor :( 1 Mart sabah saat 08:53 hava sıcaklığı 16 derece . O soğuk günlerden sonra bu hava bizim için tabiki mükemmel etrafımıza baktığımda ağaçlar çiçek açıyor ama üzülüyorum, çünkü o çiçekler soğuklar geldiğinde maalesef donacak Eee ne demişler Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır.
Bu kadar havadan sudan konuşma yeter diyelim,
Yeni doğan her bebek evin mutluluk kaynağı, umut kaynağı oluyor, o güzel gülüşleri tatlı bakışları aguları,
büyüdükçe her yaptığı yeni hareketi size ilginç geliyor. Ada bugünlerde inanılmaz gelişiyor tam tamına 8 ay 19 günlük oldu, artık kendi başına oturup kalkabiliyor, eşyalardan tutarak sıralıyor her gün yeni kelimeler öğreniyor, öpücük atmayı bay bay yapmayı , gel demeyi öğrendi bile , neyi isteyip istemediğini hareketleri ile ifade ediyor. dün çorbasını içirirken artık eliyle kaşığı kenara itip beni göstererek mam ma dedi. Belli çorba değil anne sütü istiyordu. Evet 8 aylık bir bebek dahi ne istediğini biliyor ve o isteğini elde etmek için her şeyi yapıyor. Sanırım bu insanın doğasında var sonradan öğrenilen bir şey değil.
Ben tüm bu süreçleri nasıl unuttum diye kızıyorum bazen kendime, 14 yıl var abisi ile arasında bazen normal diyorum ama , bazen çoçuğunun tüm gelişimini hatırlayan annelere gıpta ile bakıyorum. Nasıl hatırlıyorlar acaba? Bende mi balık hafızası var onlar da mı fil hafızası çözemedim. :) Ama gerçekten tebrik ediyorum kendilerini.
Ada büyüdüğünde bu kamera kayıtları olmasa yine hatırlamam sanırım. Yok yok Karar verdim kesin ben balık hafızalıyım, şimdi diğer annelere hiç çamur atmayım ;)
Ne demiştim yeni bebek , yeni umut, yeni masraflar ;
Ada daha doğmadan alışveriş çılğınlığı başladı, daha henüz cinsiyetini öğrenmeden ilk aldığım eşyası mobilyaları oldu, sonuçta erkekte olsa kızda olsa beyaz alacaktım. Cinsiyetini öğrendikten sonra asıl alışveriş başlıyor bebek arabası, kıyafetler , nevresim takımları oda süsleri tabiki herşeyi pembe ve beyaz annesinin favori renkleri, bu arada banyo malzemeleri , deterjanlar derken inanılmaz bir masraf. O yüzden bebek yapmayı düşünenler kendinizi bunlara hazırlayın :), tabi bu alışveriş süreci hiç bitmiyor , ilk aldığınız kıyafetler 3 ay sonra olmuyor hoop yenileri 3 ay sonra bir daha , 3 ay sonra bir daha , bezi, ıslak mendili ve mama kısmını hiiiç saymıyorum. Masraf Masraf kısacası ama her yeni birşey alırken araştırmanın mutluluğu o güzel kıyafetleri gördükçe sizi zaten o alışveriş çılgınlığına itiyor.
Ee nede olsa o sizin bitaneniz o herşeyin en iyisini hak ediyor, ona herşeyin en iyisini almak ve vermek istiyorsunuz.
Gelelim asıl konuya Sevda neden bu masraflar seni bu kadar delirtti dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Evet delirdim geçen bahsetmiştim ilk adım ayakkabıları el yakıyor , Ada'mız büyüdüğü için artık araba da ana kucağında oturmak istemiyor tabii araştırmacı anne yine iş başında dedim ve araba koltuklarını araştırmaya başladım. Fiyatlar zaten inanılmaz.
Ucuzları var mı ? evet var ama araç koltuğu dediğiniz şey sadece minik mucizenizin oturacağı birşey olmaktan çok onun güvenliğini sağlayacak birşey olmak zorunda, bu durumdada fiyatlar inanılmaz yükseliyor. özellikle yeni arabalar biliyorsunuz isofix özelliğinde koltuk arabamın bir parçası olsun isofixle bağlayım derseniz rakamlar 500 tl civarından direk 1000 tl civarına çıkıyor. Gelde isyan etme bir aparat eklenmesi nasıl bu kadar fiyatı etkileyebilir.
Etkiler tabiki, bu isofix denilen olay yeni arabalar da var satıcılar yada üreticiler bunun farkında diyorlarki bir arabaya o kadar para veriyorsan çocuğunun güvenliği için de bu paraları vermek zorundasın. evet zorundayız onların güvenliği herşeyden önemli, değil 1000 tl , 10.000 tl de dese almak zorundayız.
Kızdığım nokta bu! zorunlu bir güvenlik ürününün yada bir ayakkabının maliyetinin bu kadar yüksek olması.
Buna bi dur denmesi gerekiyor.
Çocuklarımızın güvenliği için bu maliyetlerin aşağı çekilmesi lazım ve tabiki kalitesinden ve güvenlik donanımından ödün vermeden.
Yine çok kızdım sanırım, ben biraz daha araştırma yapayım malum ayakkabı ve koltuk lazım :)
sağlıcakla , bol güneşli ve az masraflı günler diliyorum. :*
Bu kadar havadan sudan konuşma yeter diyelim,
Yeni doğan her bebek evin mutluluk kaynağı, umut kaynağı oluyor, o güzel gülüşleri tatlı bakışları aguları,
büyüdükçe her yaptığı yeni hareketi size ilginç geliyor. Ada bugünlerde inanılmaz gelişiyor tam tamına 8 ay 19 günlük oldu, artık kendi başına oturup kalkabiliyor, eşyalardan tutarak sıralıyor her gün yeni kelimeler öğreniyor, öpücük atmayı bay bay yapmayı , gel demeyi öğrendi bile , neyi isteyip istemediğini hareketleri ile ifade ediyor. dün çorbasını içirirken artık eliyle kaşığı kenara itip beni göstererek mam ma dedi. Belli çorba değil anne sütü istiyordu. Evet 8 aylık bir bebek dahi ne istediğini biliyor ve o isteğini elde etmek için her şeyi yapıyor. Sanırım bu insanın doğasında var sonradan öğrenilen bir şey değil.
Ben tüm bu süreçleri nasıl unuttum diye kızıyorum bazen kendime, 14 yıl var abisi ile arasında bazen normal diyorum ama , bazen çoçuğunun tüm gelişimini hatırlayan annelere gıpta ile bakıyorum. Nasıl hatırlıyorlar acaba? Bende mi balık hafızası var onlar da mı fil hafızası çözemedim. :) Ama gerçekten tebrik ediyorum kendilerini.
Ada büyüdüğünde bu kamera kayıtları olmasa yine hatırlamam sanırım. Yok yok Karar verdim kesin ben balık hafızalıyım, şimdi diğer annelere hiç çamur atmayım ;)
Ne demiştim yeni bebek , yeni umut, yeni masraflar ;
Ada daha doğmadan alışveriş çılğınlığı başladı, daha henüz cinsiyetini öğrenmeden ilk aldığım eşyası mobilyaları oldu, sonuçta erkekte olsa kızda olsa beyaz alacaktım. Cinsiyetini öğrendikten sonra asıl alışveriş başlıyor bebek arabası, kıyafetler , nevresim takımları oda süsleri tabiki herşeyi pembe ve beyaz annesinin favori renkleri, bu arada banyo malzemeleri , deterjanlar derken inanılmaz bir masraf. O yüzden bebek yapmayı düşünenler kendinizi bunlara hazırlayın :), tabi bu alışveriş süreci hiç bitmiyor , ilk aldığınız kıyafetler 3 ay sonra olmuyor hoop yenileri 3 ay sonra bir daha , 3 ay sonra bir daha , bezi, ıslak mendili ve mama kısmını hiiiç saymıyorum. Masraf Masraf kısacası ama her yeni birşey alırken araştırmanın mutluluğu o güzel kıyafetleri gördükçe sizi zaten o alışveriş çılgınlığına itiyor.
Ee nede olsa o sizin bitaneniz o herşeyin en iyisini hak ediyor, ona herşeyin en iyisini almak ve vermek istiyorsunuz.
Gelelim asıl konuya Sevda neden bu masraflar seni bu kadar delirtti dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Evet delirdim geçen bahsetmiştim ilk adım ayakkabıları el yakıyor , Ada'mız büyüdüğü için artık araba da ana kucağında oturmak istemiyor tabii araştırmacı anne yine iş başında dedim ve araba koltuklarını araştırmaya başladım. Fiyatlar zaten inanılmaz.
Ucuzları var mı ? evet var ama araç koltuğu dediğiniz şey sadece minik mucizenizin oturacağı birşey olmaktan çok onun güvenliğini sağlayacak birşey olmak zorunda, bu durumdada fiyatlar inanılmaz yükseliyor. özellikle yeni arabalar biliyorsunuz isofix özelliğinde koltuk arabamın bir parçası olsun isofixle bağlayım derseniz rakamlar 500 tl civarından direk 1000 tl civarına çıkıyor. Gelde isyan etme bir aparat eklenmesi nasıl bu kadar fiyatı etkileyebilir.
Etkiler tabiki, bu isofix denilen olay yeni arabalar da var satıcılar yada üreticiler bunun farkında diyorlarki bir arabaya o kadar para veriyorsan çocuğunun güvenliği için de bu paraları vermek zorundasın. evet zorundayız onların güvenliği herşeyden önemli, değil 1000 tl , 10.000 tl de dese almak zorundayız.
Kızdığım nokta bu! zorunlu bir güvenlik ürününün yada bir ayakkabının maliyetinin bu kadar yüksek olması.
Buna bi dur denmesi gerekiyor.
Çocuklarımızın güvenliği için bu maliyetlerin aşağı çekilmesi lazım ve tabiki kalitesinden ve güvenlik donanımından ödün vermeden.
Yine çok kızdım sanırım, ben biraz daha araştırma yapayım malum ayakkabı ve koltuk lazım :)
sağlıcakla , bol güneşli ve az masraflı günler diliyorum. :*
25 Şubat 2016 Perşembe
ADA'NIN DİŞİ ÇIKTI
Evet konu başlığından da anlaşılacağı gibi konumuz Diş Buğdayı;
Ada'nın maalesef ilk dişinde yapamadım partiyi alttan 2 dişimiz ardı ardına çıktığı için ve herşeyi kendim hazırlamak istediğim için partimiz biraz geç oldu. Ne demişler geç olsun ama Güç olmasın .
Öncelikle Parti hazırlıkları konusunda yine teyzemiz en büyük yardımcımız oldu , yine afişler ve baskılar da yardımları için canım Arkadaşım( Butik Pasta kurabiyem ) Semiha özkan'a çok teşekkür ederim.
Bu Parti organizasyonu gerçekten hiç kolay değilmiş her ne kadar çok istesemde Baby Shower partisi yapamamıştım. Zaten o Kocaman göbekle biraz zor olurdu. Ama diş partimizi alnımızın akı ile tamamladık, şimdi önümüzde kocaman 1 yaş partimiz var.
Diş partimizi hazırlarken işin en zor kısmı afişte ve diğer süslemelerde kullanılacak olan Ada'nın resimlerini çekme işlemiydi. Bıdık artık yerinde hiç durmuyor
Resimlerden bazıları


Sonunda asıl resmimize karar verdik Afiş hali işte Burda Duvar kağıdı yırtılmasın diye çok uğraştık , kırmızı bantlar o yüzden :) sürekli duvardan düşen bir afişimiz var dı :)
İşte Pastamız , kurabiyelerimiz ve cupcakelerimiz Emeğinden dolayı Teyzemize çok teşekkürler.


Misafirlerimize hediyelerimiz


Masamız ve Muhteşem Çekirdek ailem
İşte Kızım ve Ben
Ada'nın maalesef ilk dişinde yapamadım partiyi alttan 2 dişimiz ardı ardına çıktığı için ve herşeyi kendim hazırlamak istediğim için partimiz biraz geç oldu. Ne demişler geç olsun ama Güç olmasın .
Öncelikle Parti hazırlıkları konusunda yine teyzemiz en büyük yardımcımız oldu , yine afişler ve baskılar da yardımları için canım Arkadaşım( Butik Pasta kurabiyem ) Semiha özkan'a çok teşekkür ederim.
Bu Parti organizasyonu gerçekten hiç kolay değilmiş her ne kadar çok istesemde Baby Shower partisi yapamamıştım. Zaten o Kocaman göbekle biraz zor olurdu. Ama diş partimizi alnımızın akı ile tamamladık, şimdi önümüzde kocaman 1 yaş partimiz var.
Diş partimizi hazırlarken işin en zor kısmı afişte ve diğer süslemelerde kullanılacak olan Ada'nın resimlerini çekme işlemiydi. Bıdık artık yerinde hiç durmuyor
Resimlerden bazıları




İşte Pastamız , kurabiyelerimiz ve cupcakelerimiz Emeğinden dolayı Teyzemize çok teşekkürler.



Misafirlerimize hediyelerimiz


Masamız ve Muhteşem Çekirdek ailem

İşte Kızım ve Ben

BİRİSİ ZAMANI DURDURSUN !!
DURDURRUUUN ZAMANIIIII !

Çalışan anne olmanın en büyük zorluğu ev işlerinin arasında minik bebeğinize vakit ayırmak.
kısaca dün akşam yaşadıklarımla zamanın nasıl geçtiğini zamanı neden durdurmak istediğimi anlatayım;
Acaba bu zamanı yetirememek benim beceriksizliğim mi diye düşünmeye başladım.
18:45 Ada'yı babaanneden aldım. Biraz kedileri sevdik dışarda
19:00 eve geliş, acıkmış ve annesini özlemiş bir Ada ve emzirme seansımız saat oldu 19:30
19:30 kızkardeşimin eve gelişi , hamileliğimde ve Ada'nın bakımında ki en büyük yardımcım , o olmasa ne yapardım bilmiyorum, İyi ki varsın canım kardeşim.
19:45 ben yemeği yapmaya çalışırken teyzesi de Ada'ya yemeğini yedirdi, evet biliyorum küçük hanım emdi ama yine acıkmış :) ( biraz oburmuyuz acaba )
Bu arada yemeğin pişmesini beklerken açlıktan midemize yapışmış olan midemize ufak bir atıştırma hazırladık.
20:00 abimiz eve geldi onuda doyurduk zahmetsiz oğlum benim ilk göz ağrım.
20:30 ve 22 :30 arasında mutfak toplama ufak bır cay molası ve Ada ile geçirilen ufak bir zaman
saat 22:30 babamız İstanbul'dan döndü Onun da yemeğini hazırladık oda doydu ve bizim minik hanımın uykusu geldi . Ama babayı o kadar özlemiş ki uyumak istemedi küçük kuş. Bu arada uyuması 23:30' u buldu.. Aa o da ne bir baktım benim sabırsızlıkla beklediğim dizim Walking dead yayınlanmış hem de 2 bölüm ben bunu nasıl atladım , en azından bir bölüm izleyeyim derken arada küçük hanımın uyanmaları ile tam 1,5 saatte izlenen bir dizi.
Saat :01:00 Sanırım benim pilim bitti diyip artık uyumaya gidiş :( bu zaman bir tek banamı yetmiyor :(

Çalışan anne olmanın en büyük zorluğu ev işlerinin arasında minik bebeğinize vakit ayırmak.
kısaca dün akşam yaşadıklarımla zamanın nasıl geçtiğini zamanı neden durdurmak istediğimi anlatayım;
Acaba bu zamanı yetirememek benim beceriksizliğim mi diye düşünmeye başladım.
18:45 Ada'yı babaanneden aldım. Biraz kedileri sevdik dışarda
19:00 eve geliş, acıkmış ve annesini özlemiş bir Ada ve emzirme seansımız saat oldu 19:30
19:30 kızkardeşimin eve gelişi , hamileliğimde ve Ada'nın bakımında ki en büyük yardımcım , o olmasa ne yapardım bilmiyorum, İyi ki varsın canım kardeşim.
19:45 ben yemeği yapmaya çalışırken teyzesi de Ada'ya yemeğini yedirdi, evet biliyorum küçük hanım emdi ama yine acıkmış :) ( biraz oburmuyuz acaba )
Bu arada yemeğin pişmesini beklerken açlıktan midemize yapışmış olan midemize ufak bir atıştırma hazırladık.
20:00 abimiz eve geldi onuda doyurduk zahmetsiz oğlum benim ilk göz ağrım.
20:30 ve 22 :30 arasında mutfak toplama ufak bır cay molası ve Ada ile geçirilen ufak bir zaman
saat 22:30 babamız İstanbul'dan döndü Onun da yemeğini hazırladık oda doydu ve bizim minik hanımın uykusu geldi . Ama babayı o kadar özlemiş ki uyumak istemedi küçük kuş. Bu arada uyuması 23:30' u buldu.. Aa o da ne bir baktım benim sabırsızlıkla beklediğim dizim Walking dead yayınlanmış hem de 2 bölüm ben bunu nasıl atladım , en azından bir bölüm izleyeyim derken arada küçük hanımın uyanmaları ile tam 1,5 saatte izlenen bir dizi.
Saat :01:00 Sanırım benim pilim bitti diyip artık uyumaya gidiş :( bu zaman bir tek banamı yetmiyor :(
22 Şubat 2016 Pazartesi
İLK ADIM AYAKKABISI
Minik kelebeğim artık ayaklanmaya başlayınca ilk adım ayakkabılarınıda araştırmaya başladım tabiki , beni tanıyanlar bilir fiyat ve kalite araştırması yapmadan kolay kolay birşey almamaya çalışırım.
Gelelim ilk adım ayakkadısı alırken nelere dikkat etmeliyiz;
Bebeğiniz için doğru ayakkabıyı seçmek çok önemlidir. Özellikle dıraşıya çıkan bir bebeğin mutlaka ayakkabı giymesi şarttır. Uzmanlar tarafından bebek ayakkabısına ait özellikler şunlar olmalıdır:
Gelelim ilk adım ayakkadısı alırken nelere dikkat etmeliyiz;
Bebeğiniz için doğru ayakkabıyı seçmek çok önemlidir. Özellikle dıraşıya çıkan bir bebeğin mutlaka ayakkabı giymesi şarttır. Uzmanlar tarafından bebek ayakkabısına ait özellikler şunlar olmalıdır:
•Ayakkabı, bebek ayağını sıkmamalı, hava almasına olanak sağlamalıdır.
•Ayakkabı rahat hareket kabiliyetini kısıtlamamalı, yumuşak ve esnek
olmalıdır. Bebeğin dengesini kurabilmesine imkan sağlamalıdır.
•Ayakkabının topuk kısmı kaymayacak tarzda olmalı, mümkünse yüksek topuktan kaçınılmalıdır.
•Koku yapmayan, kuru bir ortamda muhafaza edilmelidir.
•Alerji yapmayacak ayakkabılar tercih edilmelidir.
•Bilek desteği, hem çocuğun ayak gelişimi hem de hareketliliği için
önemlidir. Yüksek bilek desteği olan ayakkabılarda, ayak ve bileğin
hareket ettirilebiliyor olmasına dikkat edilmelidir.
•Topuk arkasında bir küçük bir çekecek girecek kadar mesafe kalmalı, ön
ayağın da ayakkabı içinde sıkışmadığı dışarıdan elle hissedilmelidir.
•Yürürken bebeğin ayakkabının içinde ayağının kayıp kaymadığına dikkat edilmelidir.
Ama herşeyden önce evde ve özellikle sahile gitme imkanınz varsa bebeğinizin çıplak ayakla yere basması tüm uzmanlar tarafından tavsiye edilen bir görüş.
Peki hangi ayakkabıyı alacağız ya da hangi marka diye soracak olursanız;
Fiyatlar ortalama 60 tl'den başlıyor üst limit yaklaşık 150 tl civarında. Marka olarak öne çıkan markalar Kifidis, Paqpa, Spor ayakkabı tercih edecekseniz nike ve adidas ön sıralarda yer alıyor.
Bakalım ben henüz karar veremedim ama sanırım kararım yumuşak tabanlı nike'tan yana olacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)